Incarceron - Catherine Fisher Kitap Yorumu

By Kitapların Senfonisi (Büşra) - Ekim 28, 2013

TANITIM

Kitabın adı: Incarceron
Özgün adı: Incarceron
Yazar: Catherine Fisher
Seri: Incarceron Serisi 1/2
Çeviren: Dost Körpe
Sayfa sayısı: 440
Türü: Bilim kurgu, Fantastik
Yayın evi: Pegasus Yayınları

BU HAPİSHANE CANLI

Bir hapishane hayal edin: Öyle büyük ki içinde hücreler ve koridorlar, ormanlar, şehirler ve denizler var. 

Bir mahkum hayal edin: Belleği yok, dışarıdan geldiğine emin, oysa hapishane yüzyıllardır kapalı ve şimdiye kadar oradan kaçabilen yalnızca tek bir kişi var. 

Bir kız hayal edin: Bir malikanede  zamanın yasaklandığı bir toplumda yaşıyor; bilgisayarlarla yönetilen bir 17. yüzyıl dünyasına kapatılmış, istemediği bir evliliğe mahkum. Hem korktuğu hem de gerçekleşmesini arzuladığı bir suikast komplosuna karışmış. 

Biri içeride, diğeri dışarıda…  Ama ikisi de tutsak. 

Incarceron'u hayal edin.

Hem ürkütücü hem çok çekici ve bağımlılık yaratacak yeni bir serinin başlangıcı.


YORUM
Yazarın zekasına hayran kaldım. Spoiler vermek istemiyorum ama bu nasıl bir sondu yahu? Öyle güzel ve zekice kurgulanmış ki, kırk yıl düşünsem aklıma gelmez. Koskoca yeni bir dünya ve o dünyaya ulaşım çok kolay. Gel gelelim ki bu sadece bir kişinin elinde.

Finn henüz bilinmeyen bir nedenle Incarceron hapishanesine gönderiliyor. Hafızası silinmiş bir şekilde. Finn oraya ait olmadığını düşünüyor ve bu işi kurcalamaya başlıyor. Burada hapishane derken düşündüğünüz parmaklı küçük bir yer değil, Incarceron'da şehirler, ormanlar, denizler yer alıyor.

Finn hapishanede Keiro adında biriyle karşılaşıyor birbirlerine sürekli yardım ediyorlar. Kısa sürede birbirlerini kardeş olarak görmeye başlıyorlar. Keiro ve Finn hapishaneden kaçmanın yolunu arıyor. Dışarıda yani dünyada yaşayan Claudia isimli karakter onlara bir şekilde ulaşmayı başarıyor ve dışarı çıkabilmeleri için yardım ediyor. Keior ve Finn'e bir zaman sonra Attia adında karakter daha katılıyor. Üçü birlikte dışarı çıkmak için yol arıyorlar. Incarceron hapishanesinden şuana kadar sadece bir kişi kaçabildi onun adı da Sapphique. O başarabildiyse diğerleri de başarabileceğine inanıyor. -SPOİLER ALARMI- Kitabın sonunda Finn bir şekilde kaçıyor Incarceron'dan. Ama Keiro ve Attia içeride kalıyor. İkisi de Finn'in onlara ihanet ettiğini düşünüyor. Aslında öyle değil. Kitap orada bitiyor.

Yazarın bir Claudia, bir Finn karakterini anlatması başlarda kafamı karıştırdı. Sonradan alışıyorsunuz tabii. Yine de harika bir iş çıkarmış. Yazar Finn karakterini öyle tanımlıyor ki kafamda hep oyuncu Taylor Lautner oluşuyor. Sanki özellikle onu anlatıyor. Bu benzetmeyi anlaşılan tek ben yapmamışım. Finn karakterini çizen arkadaş Taylor'ı çizmiş gibi. Her neyse kısacası kitabı kesinlikle tavsiye ederim. Bir ara film hakları satıldı denmişti bu kitap için, eğer film olursa Finn'i Taylor Lautner oynamalı kesinlikle. Serinin ikinci kitabı olan Sapphique'yu başlayacağım en yakın zamanda.

PUAN

ALINTILAR
Müdür sakince konuştu:"Gülümsemen iyi olur."
Claudia gülümsedi.O neşeli, özgüvenli gülümseme hayatındaki her şey gibi sahteydi, soğukluğun üstüne örtülmüş bir pelerindi.
Gildas öne çıktı. Bembeyazdı, seyrek saçları terden ıslanmıştı."Kimsin sen?" dedi hırıltılı bir sesle.
"Ben Incarceron'um, ihtiyar. Bilmen gerekir. Beni Sapientler yarattı.Ben sizin büyük,dev,muazzam başarısızlığınınızım. Can düşmanınızım."

  • Share:

BUNLAR DA İLGİNİZİ ÇEKEBİLİR

0 Yorum